Image Hosted by ImageShack.us

22 Ocak 2007 Pazartesi

KURTLAR VADİSİ TERÖR FRAGMANI

Necati şaşmaz'ın hayatı

Abdulkadir Şaşmaz'ın oğlu olan Muhammed Necati Şaşmaz 15/12/1971'de Elazığ'da doğdu. Asıl mesleği turizmcilik olan Şaşmaz, eğitimini Kanada'da tamamladı.
Amerika'da 6 sene kalan Şaşmaz, 2001 yılında bir süreliğine ailesini ziyarete geldiği sırada geri dönüş uçak biletini 11 Eylül 2001 tarihine aldı. Amerikada yaşanan saldırılar sebebiyle uçağı Amerika'ya varamadan geri dönen Şaşmaz, sonradan ailesinin çekincesi ve ısrarı üzerine Amerika'ya dönmekden vazgeçti.

Hayatına Türkiye'de devam etme kararı alan Necati Şaşmaz, Ankara'da sigorta acentesi açtı. Çok geçmeden İstanbulda Osman Sınav'la bir iş görüşmesine oturdu. Kendisine bir yapımın senaryo ekibinde yer alması teklifi geleceğini beklentisi ile görüşmeye gitti. Osman Sınav'ın "Bir dizi düşünüyoruz, seni de başrolde düşünüyorum" sözlerine, düşünmek istediğini söyleyen Şaşmaz, bir ay sonra teklifi kabul etti.

Hayatını tamamen değiştirdiğini söylediği Kurtlar Vadisi projesine böyle başlayan Necati Şaşmaz, özel hayatının kalmadığını, "Beni sadece Ankara'da ismimle çağırıyorlar, İstanbul'da herkez Polat diyor" sözleri ile dile getirdi.

Amerikada kaldığı dönemde yeşil kart sahibi olan Şaşmaz, bedelli askerlikten yararlanarak, askerliğini 28 gün yaptı. Amcası, eski MHP milletvekili Tahir Şaşmaz olan Necati'nin Raci Şaşmaz (Kurtlar Vadisi dizisinin senaristi) ve Zübeyr Şaşmaz adında iki kardeşi vardır

Etiketler: , , , , , , , ,

Kurtlar Vadisi yeniden show tv'de

Efsane dönüyor! 'Kurtlar Vadisi Güneydoğu' adıyla yayımlanacak dizide "Polat Alemdar (Necati Şaşmaz)" bu kez milli bir görev üstlenip 'dış mihraklar' ve onların Türkiye'deki işbirlikçileriyle çarpışacak

Ekran yolculuğuna "Bu bir mafya dizisidir" sloganıyla başladı... Mafya üyelerinin derin devlet ve yabancı istihbarat örgütleriyle "kirli", bir o kadar da "kanlı" ilişkilerini beyazcama aktarırken reyting rekorları kırdı... Baş kahramanı "Polat Alemdar (Necati Şaşmaz)"a özenen öğrencilerin sayısı artınca ekrana veda etti... O "efsane dizi" yani "Kurtlar Vadisi" şimdi ekrana dönüyor.
"Kurtlar Vadisi"nin yapım şirketi Pana Film'in ortakları ve aynı zamanda senaristleri olan Raci Şaşmaz ile Bahadır Özener, Show TV Genel Müdürü Saner Ayar ile hafta içinde yaptıkları görüşmeden dizinin yeni bir konseptle çekilmesi kararıyla ayrıldı.
Dizinin şimdiye kadar yayımlanan 97 bölümündeki içeriğiyle devamına, başta RTÜK olmak üzere Türkiye'deki birçok resmi makamın sıcak bakmadığını bilen yapımcılar Raci Şaşmaz, Bahadır Özener ile Show TV Genel Müdürü Saner Ayar, "Kurtlar Vadisi"ni, "Kurtlar Vadisi Güneydoğu" olarak çekme konusunda prensip kararına vardı.

'Polat Alemdar (Necati Şaşmaz)'ın düşmanları değişti
Buna göre "Kurtlar Vadisi"nde, şimdiye kadar "Türkiye'nin puslu vadisindeki kara para sahipleri"yle savaşan "Polat Alemdar (Necati Şaşmaz)", bu kez milli bir görev üstlenip "dış mihraklar" ve onların "Türkiye'deki işbirlikçileri"yle çarpışacak.
"Polat Alemdar (Necati Şaşmaz)", "Kurtlar Vadisi Güneydoğu" dizisinde Güneydoğu ve Türkiye üzerinde kötü emelleri olanlarla savaşıp reyting rekoru kırmanın savaşını verecek.
"Kurtlar Vadisi" ekrana veda ettikten sonra televizyonlarda onun reytingini yakalayan yeni bir dizi olmaması nedeniyle "Kurtlar Vadisi Güneydoğu"yu çekme konusunda anlaşan Pana Film ortakları ile Show TV'nin bölüm başına kaç paraya anlaştığı konusundaki bilgiler ise çelişkili.
Show TV'nin, yayımlandığı her bölümü yaklaşık 1 milyon dolar reklam alan dizinin yapımcılarıyla reklam gelirini eşit bölüşme üzerine anlaştığını iddia edenler de var, Pana Film'in bölüm başına 1 milyon YTL alacağını söyleyenler de...

Para konusu çelişkili
"Kurtlar Vadisi"nin bölüm başına 1 milyon dolara Show TV'yle anlaştığı yönündeki internet haberleri üzerine açıklama yapan Pana Film, bu bilginin gerçekleri yansıtmadığını duyurdu. Show TV Genel Müdürü Saner Ayar ise şu açıklamayı yaptı:
"Pana Film, Kurtlar Vadisi'ni yeni bir konseptle yapmak istiyor. Sektörün gerçekleri dahilinde dizinin performansı üzerine bir fiyat konuştuk, henüz anlaşmaya imza atmadık."

Necati Şaşmaz

Etiketler: , , , , , , , ,

Kurtlar Vadisi yeniden ekranlara dönüyor!..

Kurtlar Vadisi yeniden ekranlara dönüyor!..

Efsane dizi Kurtlar Vadisi yeniden Show Tv’de!..
Ancak vadide bu kez mafya ve mafyaya bağlı suç dünyası değil “terör” konusu masaya yatırılacak!..
“Kurtlar Vadisi Güneydoğu” çok yakında Show Tv’de ekrana gelecek!..

Show Tv Ana Haber Bülteni’nde bu akşam Defne Samyeli’nin konuğu olan “Kurtlar Vadisi Güneydoğu”nun senaristlerinden Bahadır Özdener yeni Kurtlar Vadisiyle ilgili şu açıklamayı yaptı: “Bu sefer aynayı güneyoğuya terör konusuna döndürmüş olacağız… Kurtlar Vadisi’nde devlet-mafya ilişkileri ve suç dünyası bir devlet görevlisinin gözüyle anlatılmıştı… Bu kez daha çok kanayan bir yaraya doğru aynayı tutma kararı aldık...Terörü işleyeceğiz…
Bu konu hep karşımıza çıktığında yüreğimizi derinden sızlattı…

Çok araştırmalar yaptık ve ilginç sonuçlara ulaştık…
Kurtlar Vadisi yeni bir konseptte olsa da bambaşka bir dünyayı anlatsa da yine eski Kurtlar Vadisi gibi gerçek donelerin olduğu bir vadi olacak!..”

Bahadır Özdener, Show Ana Haber spikeri Defne Samyeli’nin; “Terör konusunu işlemekten ürkmüyor musunuz?..” sorusuna da şu yanıtı verdi: “Ürkerek bir yere varamayacağımızı fark ettik…

Tüm dünyada bunun örnekleri var… Millet olarak kanımızı ezen terörle mücadele etmeliyiz. Kendimizi sorumlu hissediyoruz. Hepimiz bu ülkenin bize sunduğu imkanlarla büyüdük. Kurtlar Vadisi Güneydoğu’yla ülkemize olan borcumuzu ödemek istiyoruz…

Etiketler: , , , , , , , , , ,

WAP Nedir?

WAP (Wireless Application Protocol) kablosuz iletişim için geliştirilmiş, lisansa bağlı olmaksızın kullanılabilecek, cihazlar arasındaki eş güdümü sağlamak üzere geliştirilen bir standarttır. Bu protokol sayesinde, ileri telekomunikasyon servisleri yaratmak ve cep telefonlarından internet sayfalarına ulaşmak mümkündür. WAP protokolü bir endüstri standardı olarak üreticilerin büyük çoğunluğu tarafından desteklenmektedir

Etiketler: , , , , , ,

GPRS Nedir ?

GPRS, GSM ve TDMA ağları için geliştirilmiş olan paket temelli veri taşıyıcı bir servistir. GPRS yüksek hızlarda (Saniyede 115 kilobit) kablosuz internet ve diğer veri iletişimine olanak sağlar. GPRS teknolojisi, kullanıcıya yüksek hızlı bir erişimin yanı sıra, bağlantı süresine göre değil gerçekleştirilen veri alışveriş miktarına göre ücretlendirilen ucuz iletişim olanağı da sağlar. Bu yönüyle GPRS, "sürekli bağlantı halinde" olma imkanının gerçekleşmesi yolunda atılmış çok önemli bir adımdır.

Etiketler: , , , , ,

MMS Nedir?

Multimedya mesaj yani MMS teknolojisi sayesinde metnin içerisine resim, müzik ve video dosyaları eklemek mümkün. MMS'in SMS (kısa mesaj) teknolojisine göre en belirgin ve ilgi çekici farkı metinle sınırlı kalmaması. MMS'le dijital kameralardan çekilen veya herhangi bir yolla telefona aktarılan resimler, aynı kalitede gönderilebiliyor. Bunun yanı sıra MMS mesajlara ses ve video eklenebilmesi de mümkün. MMS uyumlu telefonlar multimedya mesajlara ulaşmanın tek yolu değil. Kullanıcılar kendilerine gönderilen MMS mesajlarını internet üzerinden görebiliyor. Örneğin arkadaşınıza o gün katıldığınız geziden çektiğiniz resimleri anında gönderdiniz. Telefonu MMS uyumlu değilse, işte bu noktada MMS - C devreye giriyor ve arkadaşınıza normal bir SMS atarak uyarıda bulunuyor. Ve gönderdiğiniz içeriğe ulaşacağınız internet adresini veriyor.

Etiketler: , , , ,

mIRC

mIRC
Sürüm : 6.16
Boyut : 1.24 Mb
Kullanım İzni : Süre/Kullanım Kısıtlamalı (Shareware)
Kısıtlama : 30 gün
Dil : Ingilizce
İşletim Sistemi : Windows (Tümü)

Tanıtım:
En çok kullanılan IRC chat programı olan mIRC'in en son versiyonu. Internet Relay Chat (IRC) yazılımından beklenen hemen hemen her özellik bu yazılımda bulunmaktadır. Birden çok server sunucu desteği, tam renk kontrolu, DCC dosya alma ve gönderme, davet özelliği, uzaktan erişim ve script deteği sadece belli başlı özellikleri arasındadır.

Etiketler: , , , , , , , ,

Birkaç İlginç bilgi

1 Nisan şakasının kökeni nedir?

1564 yılında Fransa kralı IX Charles, yıl başlangıcını Ocak ayının birinci gününe aldı. Daha önce
Avrupada yaygın olan yıl başlangıcı Mart 25 idi. O zamanki iletişim şartlarında IX
Charles'in bu kararı fazla yayılamadı. Duyanlar ise protesto amacıyla eski adetlerine
devam ettiler.1 Nisan'da partiler düzenlediler. Diğerleri ise onları Nisan aptalları olarak
nitelendirdiler.1 Nisan'a bütün aptalların günü adını verdiler. Bu günde diğerlerine sürpriz
hediyeler verdiler, yapılmayacak partilere davet ettiler, gerçek olmayan haberler ürettiler. Yıllar
sonra Ocak ayının yılın ilk ayı olmasına alışılınca, Fransızlar 1 Nisan gününü kendi kültürlerinin
parçası görerek devam ettirdiler. Oradan da bütün dünyaya yayıldı.

İnsanlar niçin içki kadehlerini tokuştururlar?

Bu konuda iki ayrı açıklama vardır. 1) İnsanların beş duyusunu tatmin
amacıyla şarap kadehini sofrada çın sesiye tokuşturmak. Şarabın rengi, görme; diliyle
tat alma; burunla koklama;eliyle dokurma,ve çın sesiyle işitme. Şarap bütün duyguları tatmin
eder anlamını taşır. 2)Antik çağlarda bir insanın düşmanını yemeğe davet edip,ona
zehirli içki sunması doğal sayılıyordu. Ev sahibi içkinin zehirsiz olduğunu kanıtlamak için
kendi içkisini havaya kaldırır ve misafirin içkisinden bir yudumun kendi kadehine dökülmesini isterdi.
Sonra aynı anda içkilerini içerlerdi. Misafir böyle durumda ev sahibine güvenini göstermek için
kadehini ev sahibinin yukarı kaldırdığı kadehe hafifçe vurur, çın sesiyle içkiyi denemeye gerek olmadığını gösterirdi.

Çinliler yiyeceklerini niçin çubukla yerler?

Çinlilerin yemek yeme alışkanlıklarının yiyeceklerini çok küçük parçalar halinde
yemelerinden çubuk kullandıkları anlaşılıyor.Çinde eskiden yalnızca zenginler masada otururlardı.
Halkın çoğunluğu tabakları ellerinde yemek yerlerdi. Bir elleriyle tabaklarını tutar, öteki
elleriyle çubuk kullanarak beslenirlerdi. Hızla artan nüfus yüzünden yiyecek sıkıntısı çeken
çinliler önlerindeki yiyeceği küçük parçalar halinde çoğaltarak yiyorlardı. O zamanlar ağaç
sıkıntısı nedeniyle de tahta kullanımı kısıtlıydı. Masa kullanımı bu yüzden çok zordu. Çubuklar
fildişinden ve kemikten yapılırdı.

Dünyanın en çok söylenen şarkısı hangisidir?

Bu şarkı"Happy birthday to you" dur. Şarkının asıl kaynağı Amerika'lı iki kız kardeşe aittir.
Orijinal adı " Good Morning to All" yani " hepinize günaydın"dır. Daha
sonra güftesi değiştirilerek bütün dünyaya yayılmıştır. Fakat telif hakkı kardeşlere
aittir, onlardan sonra da Warner/chappel müzik şirketine geçmiştir. Müzik ticari amaçlı kullanıldığı zaman şirkete ödeme yapma zorunluluğu vardır.

Yapıştırıcılar nasıl yapıştırıyor?

Yapıştırıcıların sağladığı yapışma olayı aslında kimyasal bir reaksiyondan başka bir şey değildir. Günümüzde imalatçılar yapıştırıcıları sentetik malzemeler kullanarak yaparlar. Yapışma olayında benzer
veya ayrı malzemeden iki madde, bir de yapışkan gerekir. Burada en önemli görev yapıştırıcıdadır.
Yapıştırıcının moleküllerinin diğer iki madde molekülleri ile birleşme eğilimi gösterir bir yapıda olması gerekmektedir.

Mezara niçin çiçek konulur?

İlk olarak Mısır Firavunu Tutamkamon'nun milattan önce 1346 da öldüğünde mezarının
çiçekten tacçlarla kaplandığı saptanmıştır. Kuzey Avrupada ise M.Ö 2000 yıllara kadar
mezara çiçek konduğu belirlenmiştir. O zamanlarda bu çiçeklerin amacı iyi ruhları çekme,
kötaü ruhları kovma amacıylaydı. Sonradan ise asıl amaç cesetler çürürken çıkan
kokuyu kamufle etme amacını taşır. Servi ağacı da bu nedenle mazarlıklarda kullanılır. Ağacın
yaprakları rüzgarı önler, kendine özgü ferah kokusu vardır. Cenaze törenherinde siyah
giyinmenin amacı da mezarlıklarda hayalletlerden sakınmak amacı taşımaktadır.

Satrançta şah niçin o kadar pasiftir?

Çünkü şah koruma altındadır. Zaten satrançta amaç şahı almaktır. O yüzden
bütün taşlar onu korumakla görevlidir. Vezir ise başkumandan gibi şaha yardım eder. İleri
geri, çapraz her yöne gidebilir. Batıda vezire Kraliçe adı verilmiştir. Bununla Kraliçe'nin
Kralın en büyük desteği olduğunu işaret etmektir. Satranç 6. yüzyılda Hindular tarafından
oynanmaya başlanmış, oradan dünyaya yayılmıştır.

İnsan korkunca niçin dişleri birbirine vurur?

Bir insan büyük bir tehlike veya korku verici olayla karşılaşınca vücudu otomatikman savunmaya geçer. Diğer canlılarda olduğu gibi dişler ve çene savunmanın ana mekanizmalarıdır.İşte bu nedenle ilk
insanlardan gelen kalıtımsal yapıdan dolayı önce çene ve dişler harekete geçer. Çenedeki
kaslar titrer, bu da sanki dişler birbirine vuruyormuş gibi görüntü verir.

Akıl ile zeka arasında fark nedir?

Akıl yalanla gerçeği, doğru ile yanlışı ayırabilme, bir konuda düşünce yürütebilme ve görüş bildirme yeteneğidir. İnsan olgunlaştıkça aklı gelişir. Zeka ise bir olayı önce anlama, ilişkileri kavrama, yargılama ve açıklayarak çözme yataneğidir. Genel olarak 12 yaşına kadar gelişir, 20 yaşına kadar sürer sonra sabit kalır. Zeka bir insanın her türlü olay karşısında aynı yeteneği gösterebileceği anlamına gelmez. Bir besteci müzik yapıtını aklıyla değil zekasıyla yaratır. Fakat en basit matematik problemini çözemeyebilir. Sonuç olarak zeka, ruhsal olaylara, algı ve hafıza yeteneğine, tutkulara, eğilimlere göre farlılıklar gösterir. Akıl somut olarak ölçülemez, zeka IQ denilen testle ölçülebilir.

Dolunay insan davranışlarınıetkiler mi?

İnsanlar arasında bu inanç oldukça yaygındır. Eskilerin Ay'ın dönemlerine bağladıkları boş bir inancın günümüze uzanan bir varsayımıdır. Bilim adamlarının yaptıkları bütün çalışmalar bu görüşün boş olduğunu kanıtlamıştır. Ay, dünyadaki okyanusların gel-git denilen suların alçalması ve yükselmesi olayı üzerinde doğrudan etkisi vardır. Vücudumuzdaki suyun oranı , okyanuslardaki su miktarıyla kıyaslanamaz. Yani Ay'ın çekim gücü insanı etkileseydi yalnız dolunayda değil her gün olması gerekirdi. Dolunayda ayın parlaklığı da pek önemli bir etken değildir. Çünkü gönderdiği ışık miktarı Güneş'in gönderdiğinin 600 binde biri kadardır.

Niçin gözyaşı dökeriz?

Dünyadaki canlılardan sadece insan ruhsal nedenlearle ağlar. İnsanı farklı kılan bu durum şüphesiz yaşam tarihindeki evrimin bir sonucudur. Aslında gözlerimize sürekli gözyaşı koruma amaçlı olarak salgılanmaktadır. Fakat ağlama ruhsal bir boşalmadır. Bu konuyu ilk inceleyer Darwin'dir. Daha sonra yapılan deneyler sonucu görüldü ki soğan doğrarken akan gözyaşlarının kimyasal yapıları farklıdır. Ruhsal gözyaşları daha çok protein içermektedir. Fakat henüz bu farkın nedeni açıklanamamıştır.

Üç yaşından daha önce olanları için hatırlamıyoruz?

Bilim adamları geçmiş deneyimlerimizi saklayan hafızamızın beynimizde anıveya öykü şeklinde organize olduğunu ileri sürüyorlar. Üç yaşından küçükler bu şekilde iletişim kurma yeteneğine sahip değiller.Öykü ve anılarını anlatamıyorlar. Yer ve karakter kavramlarını anlamıyorlar. Üç yaşından küçükler düzgün konuşabildikleri,anlayış, seziş ve hafıza yeteneklerine sahip oldukları halde tüm olanları bir bütün olarak şekillendiremiyor, öyküye dönüştüremiyorlar.Hafızamız ne yaptığını ne yapıldığını 3-4 yaşlarında kaydetmeye başlıyor.

Yumurtanın niçin bir tarafı yuvarlak, diğer tarafı sivridir?

Eğerköşeli olsalardı kenarları dayanıklılık bakımından çok zayıf olurdu. En dayanıklı geometrik şekil küredir ama bu şekildeki yumurta yuvarlanacak olursa nerede duracağı belli olmaz. Yumurta yuvarlanınca düz gitmez. İnce tarafı üstünde dairesel bir yol çizer. Başladığı yere yakın bir noktada durur. Yani düz bir yerde kaybolması olanaksızdır. Yumurta, tavuğun yumurta kanalında küre şeklindedir. İlerlemesi sırasında arkada kalan dairesel kasların büzüşerek hem yumurtayı ileri iterler hem de bu kısmına baskı yaparak konik biçimini sağlarlar. Yumurtanın şeklinin nedeni de budur. Sürüngenlerde bu düzenek olmadığından yumurtaları küresel biçimdedir.

Develerin hörgüçlerinde ne var?

Genelde hörgüçlerinde su olduğu ve uzun yolculuklarında bu suyu kullandıkları söylenir ama doğru değildir. Develerin hörgüçlerinde 30-35 kg kadar yağ bulunur. Yiyecek bulamadıkları zaman bu enerjiyle hareketlerini sağlarlar ayrıca yağ çöl sıcağına karşı koruma görevi de yapar. Develer suya az gereksinim duyarlar. Burun mukozaları insana göre 100 kat daha büyüktür. Soluk alırken havadaki nemin üçte ikisini kazanabilirler. Su kaybını da dokularından kaybederler, kandaki su etkilenmez.

Çinlilerin gözleri niçin çekiktir?

Yalnız çinlilerin değil, Orta ve Güneydoğu Asya'da yaşayanların, japonların hatta Eskimoların da gözleri çekiktir. Aslında göz yapısı bütün dünyada aynıdır. Farkı yaratan göz kapaklarıdır. Çekik gözlü diye nitelendirilen ırklarda gözün üzerindeki göz kapağının ikinci kıvrımı, gözün üstüne daha çok inmiştir. Bazı teorilere göre bu kıvrım insanların gözlerini yoğun kar tabakasının, göz kamaştıran ışığından korumak için bir çeşit kar gözlüğü gibi gelişmiştir. Çinde ve öteki bölgelerde her ne kadar yoğun kar yağmıyorsa da onların atalarının buzul çağında kuzeyde yaşadıkları daha sonra güneye indikleri kanıtlanmıştır. Yalnız gözleri değil, burunları da rüzgara karşı korunmak için küçülmüş, burun delikleri soğuğu engellemek için daralmıştır. Ciltleri de koruma amaçlı olarak yağlıdır. Göz kapakları da yağlıdır. Gözü ve iç tabakalarını kara ve buza karşı korur. Yani çekik gözlü değil, düşük göz kapaklı, demek daha doğrudur.

Ateş böceği nasıl ışık saçıyor?

Aslında bu böceğin verdiği ışığın ateşle de sıcaklıkla da bir ilgisi yoktur. Bilimsel adı "Soğuk Işık"tır. Bu ışık olayı, moleküler seviyede kimyasal bir işlemdir. Bazı moleküllerin ayrışarak daha yüksek enerjili hale geçebildikleri ve bu fazla enerjiyi ışığa dönüştürebildikleridir. Ateş böceğinin karın bölgesindeki ışık organında bulunan guddelerden ışık elde etmede rol alan iki ana kimyasal madde üretilmektedir. Fakat onlar da tam olarak ışık vermeye yetmediği için böceğinışık bölgesine yakın solunum organının ışık verme anında burayı oksijenle beslemesi gerekmektedir

Kumaşlar yıkandıktan sonra niçin çeker?

Aslında kumaş ıslanınca lifler şiştiğinden kumaşın az biraz uzaması gerekmektedir. Ama bükümlerin açılarındaki deformasyonun yarattığı çekme kuvveti daha fazla olduğundan sonuçta kumaş boydan kısalır. Kumaş yıkandıktan sonra kurutulduğunda şişmiş lifler eski durumlarına gelirler. Ama kumaş ilk ölçülerine dönemez. Su, yüksek ısı, çalkalama, sabun hepsi kumaşın çekmesini kolaylaştırır. Kumaş birkaç kez yıkandıktan sonra ölçüleri belli bir dengeye ulaşır ve ondan sonra yıkandığında çekmez.

İnsanlar saatlerini niçin sol kollarına takarlar?

Özel bir durum veya farklı olma düşüncesi yoksa insanların çoğu saatlerini sol kola takar. Çünkü çoğunluk sağ elini kullanmaktadır ve bu kolun daha hareketli olması nedeniyle saatin bir yerlere çarpıp zarar görme olasılığı yüksektir. Zaten saatin kurma düğmesi 3 rakamının yanındadır. İnsanlar saati kurmak istedikleri zaman onu bilekten çıkarmadan sağ elle uzattıkları sol kollarındaki saati kurabilirler.

Bir hafta niçin 7 gündür?

Babilliler 7 günlük haftayı zaman birimi olarak kullanıyorlardı. İlk çağlarda bilinen
beş gezegen ile güneş ve ayın sayısı nın 7 oluşu bu sayıyı gizemli ve uğurlu kılıyordu. Daha sonra dinlerde göğün 7 kat oluşu ve doğadaki ana renk sayısının 7 oluşu, müzik notalarının 7 oluşu sayının önemini daha çok belirtti. Daha sonra Fransa takvim yapısını değiştirerek hafta sayısını 10 yaptı ama kabul görmedi. Rusya 5 günlük hafta uygulamasına geçti, o da tutulmadı. Sonunda yine hafta 7 gün olarak kaldı.

Niçin otellerin kapıları döner kapıdır?

Döner kapıların tek amacı enerji tasarrufudur. Büyük binaların içerleri devamlı olarak ısıtılır. Açılan normal kapıdan içeri soğuk hava rahatlıkla girer. Eğer normal kapı kullanılırsa hava değişimi nedeniyle klimalar veya motorlar yeniden çalışacaktır. Özellikle çok kişinin girip çıktığı otel veya benzeri binalarda enerji tasarrufu için döner kapı kullanılır. Döner kanatlar sıcak havanın dışarı çıkmasına, soğuk havanın da içeri girmesini engeller.

İmdat çağrısı S.O.S 'in anlamı nedir?

Çok kişi "Save our Ship" gemimizi kurtar; "Save our Soul" ruhumuzu kurtar; "Stop Other Signals" diğer sinyalleri sözcüklerinin kısaltılmışı sanır. Oysa hiçbiri değildir. Tamamen telgraf zamanından kalma mors alfabesiyle ilgilidir. İmdat çağrısının çok kolay akılda tutulabilmesi için 1908 de üç çizgi, üç nokta, üç çizgi olan S.O.S seçildi.

Doktorlar niçin dizimize çekiçle vurur?

Bir sandalyeye rahatça oturup bacak bacak üstüne atarken doktor dizkapağının hemen altına, kası kemiğe bağlayan tedoma minik lastik bir çekiçle vurduğu zaman bacak ileri fırlar. Bu reflekste baldır kaslarındaki duyu sinirleri kasın genişlemesine tepki verir ve yeni sinir sinyalleri oluşturarak kaslara hafif bir basınç uygulandığını ve gerildiklerini omuriliğine iletirler. Omirilik ise bu basınca dayanabilmesi için kasların kasılması gerektiğini bildirir, bacak tekrar geri hareket eder. Refleks, beyin denetiminden geçmeksizin, yani beyin devrede olmadan doğrudan omuriliğin komutlarıyla gerçekleşmektedir. Diz kapağı refleksi omuriliğin işleyişi konusunda bilgi veren önemli bir tanı yöntemidir.

Tükenmez kalemin dolmakalemden farkı nedir?

Kalemin tarihi yazınınkinden de eskidir. İlk insanlar sivriltilmiş çakmak taşlarıyla duvar resimleri yapmıştır. Mürekkepli metal kalemler Romalılar tarafından biliniyordu. Tükenmez kalem adı ile bilinen bilye uçlu kalemin ilk modeli 1880 yılında yapılmıştır fakat rağbet görmemiştir. Uçakların gelişmesiyle gündeme tekrar gelir. Uçaklar 2-3bin metreye çıkınca hava basıncı oldukça azalır. Dolmakalem mürekkebi basınç nedeniyle dışarı akarak kağıdı ya da giysiyi lekeler. 2.Dünya Savaşı'nda askeri uçaklarda kullanılan tükenmez kalem sonradan yaygınlaşmıştır. Tükenmez kalemlerde mürekkep kağıda pirinç uçtaki yuvaya yerleştirilmiş minik bir bilye aracılığıyla aktarılır. Fakat dolmakalemin özelliği seçkin ve yazıyı kaliteli kılmasıdır.

Radyonun sesi açılınca pil daha çabuk mu biter?

Pille çalışan portatif radyolarda sesin yüksekliği pilin ömrünü etkiler. Radyo açık, sesi kapalı durumu ile sesin sonuna kadar açık durumu arasındaki fark pillerin ömürlerinin kısalmasına neden olur. Ses sonuna kadar açıldığında pillerden çekilen akım yüzde 30 artmaktadır. Bu durum, küçüğünden büyüğüne, pille çalışan ve ses yükselticisi olan bütün radyo, teyp, volkmen vb. için aynıdır.

Horozlar niçin sabahları erkenden öterler?

Sabah güneş doğarken ötmek yalnız horozlara özgü değildir. Kulağa en çok
horozun sesinin gelmesi, onun sesinin diğerlerinden daha güçlü olmasıdır. Kuşların büyük çoğunluğu
da aynı saatlerde ağaçlarda koro halinde öterler. Gün boyu hem horozlar hem kuşlar bu ötüşü sürdürürler
ama seslerinin en güçlü çıktığı zaman sabah saatleridir. Horoz ve kuşların sabah gün
doğarken ötmeleri biyolojik saatleriyle ayarlanmıştır

Evlerimizdeki sinekler kışın nereye gidiyor?

Sineklerin her türü kışın ortadan kaybolur. Havaların ısınmasıyla birlikte ansızın ortaya çıkarlar. Sinekler ısıya
karşı çok hassastır. Güneş bulutun arkasına girdiği zaman oluşan ısı düşmesinden etkilenirler. Kış günlerinde yaşama şansları yoktur. Ölmeden önce yumurtalarını toprağa veya kuytuya gömerler. Lavra ve yumurtalar soğuktan etkilenmez. Yaz sıcakları başlayınca yumurtalar çatlar ve yine sinekli günler başlar.

Termos nasıl sıcağı sıcak, soğuğu soğuk tutuyor?

Tek nedeni vardır, vakum.Yani boşluk.Bir termosta içiçe geçmiş iki kap vardır.Dıştaki metal bir kap olup içteki
genellikle bir cam şişedir.İkisinin arasındaki hava ise boşaltılmıştır.Tam olmasa da üreticiler tarafından elde edilebilen tama yakın bir boşluk vardır.Vakumlu bir ortamda hava molekülleri de ılmadığından ısı iletilemez.Cismin ısısı başlangıçta ne ise o halde kalır.İçerden dışarıya, dışardan içeriye ısı geçişi olmaz.Böylece termosa konan sıvı sıcaksa sıcak, soğuksa soğuk kalır.

Kuşlar nasıl konuşabiliyor?

Her insan ağzıyla konuşur ama konuşabilmeyi sağlayan asıl organ beyindir. Beyinde oluşan düşünceler dilimize ve dudaklarımıza aktarılır. Hayvanlar bu nedenle konuşamaz. Papağan ve benzeri kuşların yaptıkları konuşma değil, mükemmel bir ses tınısı ezberi ve tekrardır. Sesleri ezberler ve taklit ederler. Kuşların ses organları memeli hayvanlardan farklı olarak gırtlakta değil göğüs kafeslerinn dibinde, karın boşluğunun derinliklerindedir. Kuşların doğasında ses taklit yeteneği vardır. Doğayla içiçe yaşarken diğer kuşların seslerini
taklit ederek bir çeşit iletişim sağlarlar.

Kediler balık ve sütü niçin severler?

Kedilerin sudan hoşlanmadığı bilinir. Ama aslında kediler çok iyi yüzerler. Hava şartlarından dolayı ve de tembelliklerinden suya girmeyi sevmezler. Evkedisinin balık sevmesinin yanında kuşlara ve farelere olan düşkünlüğünün nedeni evcilleştirilmeden önce Mısır'da Nil vadisinde balık, kurbağa, küçük kuş ve fareleri avlayarak yaşamış olmasıdır. Zaten eski Mısırlılar kedilerifare avcıları olduğu için evcilleştirmişlerdir. Günümüzde kedinin kuzey Hindistan ve Güneydoğu Asya'da yaşayan türleri ırmakların kenarlarında balık avlayarak yaşamaktadır. Patileriile balıkları sudan dışarı atar, gerekirse suya tamamen girerler. Eski Mısır'da kedi bakıcıları onları ekmek ve sütle beslemişlerdir. Kedilerin süt zevkinin de Mısırlı bakıcılarının yarattığı beslenme alışkanlığından kaynaklanmaktadır.

Bardaktaki buzlar niçin birbirlerine yapışırlar?

Buzun erimesi için yalnızca sıcaklık değil basınç da önemlidir. Dağlardaki buzulların kayma nedeni de budur. Basınçla alt tabaka erir ve kayma oluşur. Bir kabın içinde ya da bir bardakta üstüste duran buzların herbiri altındakine değdiği noktada bir basınç oluşturur ve bu noktada çok küçük kısım erir.Buradan hareket eden su çok az yanda iki buz küpçüğünün birleştiği noktada tekrar donar. İki buz parçası kaynak yapılmışcasına birbirlerine yapışır ve orada bir daha erime olmaz.

Etiketler: , , , , ,

buzda dans yarışma programı

Show tv, buzda yurume ozurlu biz Turkleri cok eglendirecegi varsayimiyla yeni bir yarismaya basliyor: Ünluler, pistte kayacaklar...

Yurtdisinda begeniyle izlenen ‘Buzda Dans’ Show TV’de yayinlanmaya basliyor. Pınar Altuğ’un sunacagi yarismada buz ustunde hunerini konusturacak isimler arasinda sevgilisi Yağmur Atacan da var.

Diger yarismacilar ise Asena, Okan Karacan, Tuğba Ekinci, Pinar Aylin, Zeynep Tokus, Hasan Yilmaz, Mehmet Aslan, Yildo, Alp Kirsan, Şebnem Schaeffer ve Bulent Polat. Yabanci hocalardan ders alacak unluler, her hafta sovlarini sergileyecek ve bir yarismaci programdan elenecek. 1’inci olan finalist ise 100 bin YTL’lik odule sahip olacak. Fatih Aksoy’un hazirladigi programda kiyafet tasarimini da Alinur Velidedeoglu’nun modaci sevgilisi Enci Teker yapiyor. Bu arada yarismacilar sanat muzigi ve arabesk sarkilarla da dans edecekler.

O Şimdi Asker sarkisiyla unlenen, hayatinda ilk kez buz pateni yapacak olan Tuğba Ekinci, yarisma oncesinde kalcasini sigortalatti. Şarkici “Kalcama bir sey olursa ne yaparim. Onun arkasinda ordu var” seklinde ilginc bir aciklama yapti. Ayaginda platin takili olan Asena ise “Dusersem dans hayatim biter ama heyecani sevdigim icin katildim” diye konustu. Turkucu Hasan Yilmaz’in tek derdi de dans ederken tayt giyecek olmasi.



Buzda Dans'da Olay (08.01.2007)


Buzda Dans Yarışmasında Gazeteci Ayşe Arman, Tuğba Ekinci'ye Sürekli "Poponla Gündeme Gelmekten Sıkılmıyor Musun" Diye Sorunca Kıyamet Koptu!

BUZDA DANS YARIŞMASINDA GAZETECİ Ayşe Arman, TUĞBA EKİNCİ'YE SÜREKLİ "POPONLA GÜNDEME GELMEKTEN SIKILMIYOR MUSUN" DİYE SORUNCA KIYAMET KOPTU!

Show tv'de başlayan ve ünlülerin katıldığı "buzda dans" yarışması çok renkli geçiyor. Yarışmacılardan Tuğba Ekinci dansını yaptıktan sonra jüri üyesi olan gazeteci Ayşe Arman, "hep poponla gündeme gelmekten sıkılmıyor musun?" diye sorunca sinirlenen ekinci, Ayşe Arman'a, "sizde hep Hülya Avşar'la gündeme geldiniz ama " dedi. Araya giren diger jüri üyesi Sema Çelebi de Tuğba Ekinci'yi bu sözleri üzerine ayipladi.

Buzda Dans'ta popo kavgası!

SHOW TV, 2007’ye muhteşem bir yarışmayla ‘merhaba’ dedi. Ünlü isimlerin yarıştığı Buzda Dans, önceki gün ilk kez canlı yayınla seyirci karşısına çıktı. Sunuculuğunu Behzat Uygur ile Gamze Özçelik’in yaptığı yarışmaya jüriye karşı poposunu sallayan Tuğba Ekinci damga vurdu. Gecenin finalinde Ayşe Arman, Alinur Velidedeoğlu, Sema Çelebi, Zafer Baykal, Cenk Ertaul ve Olcayto Ahmet Tuğsuz’dan oluşan jüri en az oyu Ekinci’ye verdi. Ancak popçunun imdadına izleyici yetişti. Jüriye “Bana askerler oy atar” diyen Ekinci, SMS oylarından yüksek puan alınca elenmekten son anda kurtuldu.

YILDO’NUN GÖZYAŞLARI

Yarışmada elenen ilk isim olan Yıldo gözyaşlarını tutamadı. İlk bölümün birincisi ise Zeynep Tokuş oldu. Sergilediği dansla birinci olan Tokuş, ‘Beni izlemeye devam edin’ dedi.


Sen ‘sallayarak’ askerden oy al!

YarIŞmada popo dansını jüriye karşı yapan Tuğba Ekinci, Ayşe Arman’dan zılgıtı yedi. Tuğba Ekinci ve jüri arasında şu diyaloglar geçti:

A. A.: Senin popondan başka öne çıkaracağın bir şeyin yok mu?

T. E.: Sen de Hülya Avşarla gündemdesin

A.A.: Benim beynim var, onu kullanıyorum, senin gibi başka organımı değil

Diğer jüri üyesi Sema Çelebi: Sen poponu sallayarak ancak askerlerden oy alırsın. Salla da sana oy atsınlar. Ama unutma ki sanatçı sadece bir kesimin değil, herkesin sanatçısıdır.


Buzda Dans’ta sunucu değişikliği


Yeni yarışma programı Buzda Dans’ta sürpriz bir gelişme yaşandı..
Programın sunuculuğundan ayrılan Pınar Altuğ'un yerine, Gamze Özçelik getirildi. Konu ile ilgili olarak aradığımız Med Yapım'ın patronu Fatih Aksoy "Pınar ile aramızda herhangi bir sorun yok. Sadece yeni başlayacak olan bir dizi projemiz içinde yer alacağı için böyle bir karar aldık. Med Yapım olarak Pınar ile yapacak daha çok işimiz var" dedi.

Aslında güzel oyuncunun sunuculuktan ayrıldığı aylar öncesinden belliydi. Fakat yerini alabilecek bir isme karar veremeyen yapım şirketi sonunda Gamze Özçelik ile anlaşınca bunu basın ile paylaştı.

Etiketler: , , , , ,

Telsim-Vodafone birleşmesinin öyküsü


Nihayet oldu! Nihayet Vodafone logosunu 1 Ocak 2007 itibarıyla gördük. Uluslar arası dev bir markanın Türkiye'ye girişi de böylelikle halkın huzurunda. Öncelikle bazı bilgiler:
Uzan'ların borçlarından ötürü TMSF'ye devrolan Telsim'i, 13 Aralık 2005'te, 4 milyar 550 milyon Amerikan Doları karşılığında Vodafone aldı
1 Haziran 2006'da devir sözleşmesi imzalandı
Vodafone, ihaleden hemen sonra 1.2 milyar dolar alt yapı yatırımı yapacağını, bundan sonra markasını kullanacağını belirtti
Açıkçası Vodafone'un 2006'un son çeyreğinden (9. aydan sonra) kendi logosu ve markasını kullanmaya başlayacağını düşünüyordum. Hatta belki de Cebit Eurasia'ya yetiştirebilirler beklentisindeydim. Ancak, sanırım altyapı iyileştirme çalışmalar yetişmedi. Ve o gün geldi çattı; 1 Ocak 2007 itibarıyla artık marka Telsim-Vodafone oldu.
Burada bir kez daha yanıldım; ara geçiş değil tam bir Vodafone geçişi bekliyordum. Dünyadaki diğer örneklerine bakacak olursanız, Vodafone'un 3 farklı dönüşüm stratejisi var:
Yerel markayı tutup, Vodafone'u yanında kullanmak (Özellikle azınlık hissedarı olduğu operatörlerde)
Bir müddet yerel marka ve Vodafone markasını yanyana kullanıp, ardından sadece Vodafone'u kullanması (Telsim'de şu an uygulandığı gibi)
Direkt Vodafone markasına geçiş (Son dönemde yaptığı satınalmalarda bunu kullanmayı tercih etmiştir)
Ben de 3. seçeneği kullanacaklarını tahmin ediyordum. Ancak onlar önce Telsim-Vodafone'u yanyana kullanmayı, bir müddet sonra sadece Vodafone'u kullanmayı tercih ettiler. Tahminime göre yılın ilk yarısının ardından bu geçişi yapacaklardır, Haziran itibarıyla Telsim adını ve logosunu unutmaya başlarız.
Takıldığım bir diğer nokta da, reklamlarda "unique sellin proposition" (tek satış teklifi) olarak sundukları şey, kapsama alanı. "Size en geniş kapsama alanını sunacağız" diyor. Bence doğru bir yaklaşım değil. İki sebepten;
Kapsama alanı sınırsız bir teklif değildir: En fazla %100'ü kapsayabilirsiniz. En güçlü rakibiniz zaten bunu yaptığını söylüyor. Bu durumda siz en fazla onu yakalayabilirsiniz.
Bunca aydır Vodafone ne yapıyor? Keşke alt yapı işlerini bitirip "en geniş kapsama alanına sahipiz" deselerdi. Yani söz vermek yerine aksiyon gösterselerdi.
Ancak hoşuma giden bir nokta, iç pazarlama için çok önemli, "biz bilmem kaç kişi, size şunu sunacağız" diyerek Telsim'den dolayı motivasyonu düşük çalışanları da resmin için alıyor ve "biz bir takımız" diyorlar. Çalışanların motivasyonu için önemli bir yaklaşım kanısındayım. Zaten Attila Vitai (Telsim-Vodafone CEO'su) her fırsatta çalışanlara ne kadar önem verdiğini dile getirir.

Etiketler: , , , , , , ,

E-mail gönderme hakkında bilmedikleriniz

Eğer Mailinizi 1 den fazla kişiye ve gruba yollayacaksanız Bcc yi kullanın. Diyelim ki bir mail hazırladın ve bunu adres defterindeki herkese göndereceksin. Mailini hazırladıktan sonra, mailini göndereceğin bütün email adreslerini to (kime) yerine Bcc kısmına yaz, to(Kime) kısmına da kendi adresini yaz.Yani maili kendi kendine de gönder. Böylece Bcc kısmına mailini yazdığın 1000 kişi de olsa,1000 kişiye de aynı anda maili gönderecek olsan,emailini alacak kişiler birbirini göremeyecek, sanki emaili sadece sizden (to,yani kime kısmına da kendi emailini yazdığın için sadece sizden geliyor görürler. Bcc deki adreslerinhepsi to kısmını görür ama birbirini göremezler.)kendilerine gelmiş,başka kimseye gitmemiş zannedecekler,yani mailinizin gittiği diğer adresleri göremeyeceklerdir. Mailinizi toplu yollayacaksanız maili göndereceğiniz adresleri mutlaka bcc 'ye yazınki başkaları (örnegin kötü niyetli kişiler olabilir yada mail adreslerini spam amaçlı kullanan kişi yada şirketler olabilir) listenizdeki email adreslerini alamasın..

Etiketler: , , , ,

Google’nin kelime anlamı

Google, “googol” sözcüğünün üzerinde oynanmasıyla ortaya çıkmıştır. Edward Kasner adındaki Amerikalı matematikçinin yeğeni Milton Sorotta tarafından üretilmiş olan “googol” sözcüğü 1 ve onun ardından 100 sıfırın gelmesiyle oluşan rakamı belirten matematiksel bir terimdir. Google’ın bu terimi kullanması, şirketin dünyadaki tüm bilgiyi organize etme misyonunu yansıtır.

Google dünyanın en büyük arama motorlarından birinin ve geliştiricisi olan şirketin adıdır.

Stanford’da doktora yapan iki öğrenci, Larry Page ve Sergey Brin, Google’ı 1998′de 25 milyon dolar yasal sermayeyle kurdu. Şirketin GooglePlex denen merkez ofisi Kaliforniya’da bulunur ve tüm dünyada 5,000 civarında kişi çalıştırır. Şirketin sermaye ortakları, Kleiner Perkins Caufield & Byers ve Sequoia Capital’ı kapsıyor. Şirket ayrıca, içerik sağlayıcı firmalara özel web arama çözümleri de sunuyor.

Etiketler: , , , , , ,







eXTReMe Tracker
TOPLIST Genç Toplist - Yeni Nesil Hit Arttırma Motoru Domain TOPlist
kurtlar vadisi barbie oyunları bak kim dans ediyor izlesene.com ismail yk murat boz msn ifadeleri you tobe ruya yorumlari burc yorumlari